An Extra Who Wants To Escape The Obsessive Male Lead Bölüm 5

 

Argenta ve Alors’un ev sahipliğinde düzenlenen görkemli ziyafet sona ererken ziyafetin ardından toplumda dolaşan söylentiler iki ailenin beklentilerinden pek de farklı değildi.

 

“Argenta ve Alors’un arayı düzeltmesini beklemiyordum.”

 

“İki aile arasındaki ilişki uzun zamandır kötüydü, değil mi? Özellikle de bu nesilde.”

 

“Buna rağmen bu tür bir ziyafet…”

 

Çoğu bunu söyledi ama başka bir şey hakkında da konuştular.

 

“Yeni evliler çok mutlu görünüyordu.”

 

“Son zamanlarda sosyeteden böyle tatlı bir çift çıktı mı…?”

 

Çiftin beyaz örtü altındaki davranışları hakkında fısıldaşıyorlardı.

 

Tabii ki ikilinin konuştukları duvaktan dışarı sızmıyordu ancak birbirlerinin isimlerini fısıldayan birbirlerine sarılan ve öpüşen ikilinin görüntüleri yüksek sosyetedeki insanların gözlerinde derin izler bıraktı.

 

Güm.

 

Ziyafet bittikten sonra Diello Argenta ofisine döndü. Doğal olarak, ‘sevimli’ yeni gelini odasına götürdükten sonra. İkili artık resmen nişanlıydı ve günlerce aynı konakta kalsalar bile başları belaya girmeyecekti.

 

“Bugünkü performansınızla ikna oldular.” Ofise döndükten sonra kendisine bizzat hizmet eden Argenta ailesinin istihbarat şefi Rick böyle söyledi.

 

Diello cevap olarak hafifçe başını salladı.

 

“Sanırım bunun nedeni beklediğimden çok daha cesur olmasıydı.”

 

Rick onun sözlerine hafifçe karşılık verdi.

 

“İnsanlar Krua Alors’un da oldukça cesur olduğunu söyledi ama çoğu senden bahsediyor.”

 

Gözleri Rick’in üzerindeydi. Bu adam sözlerinde ve davranışlarında her zaman açık sözlü olsa da Argenta’ya herkesten daha çok sadıktı.

 

Rick, gözleri Diello’yla buluştuğunda sessiz kaldı.

 

“Soylular senin her zamankinden farklı olduğunu düşündüler.”

 

Diello Argenta her zaman kararsızlığını ve zayıflığını gösterirdi. Ziyafette bir duvakla örtülü olmasına rağmen gelini tekeline alma arzusunu ortaya koyduğu için bir dedikodu konusu olmayı hak ediyordu.

 

Ady: sevilerek tekeline alınmayı severuk

 

Diello hafifçe başını salladı.

 

“Çok tatlı bir çift olduğumuzu düşünüyorlardır.”

 

“Elbette.”

 

“Ne kadar çok dedikodu yayılırsa o kadar iyi. Sadece daha fazla yayın ama çizgiyi aşmayın.”

 

Argenta’nın istihbaratı imparatorluğun sınırlarına kadar ulaşmıştı. Olmayan söylentiler yaratabiliyorlardı bu yüzden bu söylentileri yaymak ve mükemmel bir şekilde paketlemek kolay olacaktı.

 

“Evet, bunu aileye söyleyeceğim.”

 

Buradaki aile kelimesi sadece Dük Argenta’nın kan bağı olan ailesine değil, hepsine atıfta bulunuyordu. Sadece şövalyeler değil, hizmetkârlar, hizmetçiler ve hatta seyis bile. Ayrıca, Argenta ile derin bir bağı olan tüm o insanlar.

 

Argenta’ya ihanet etmeyenler ailenin bir parçasıydı. Argenta ailesinin başlangıcından beri bu bir gelenekti.

 

Argenta ailesi. Herkesin Argenta’sı.

 

Klik.

 

Diello, Rick’in gittiğini doğruladıktan sonra kollarını ofisteki masanın üzerine koydu.

 

“Oy anam oy…”

 

Masaya bakarak kısa bir nefes aldıktan sonra kravatını gevşetmek için birkaç kez hareket ettirdi.

 

Havasız hissettiği için değildi. Sanki çok fazla yemek yemiş gibi başı döndüğü içindi. Alors ve Argenta’nın evlenmesiyle değişecek koşullar ya da buna benzer şeyler yüzünden de değildi.

 

“Ben liderlik edeceğim, sen beni takip et.”

 

“Cesurca yap.”

 

Böyle fısıldayan beyaz peçenin altındaki Krua Alors’u düşündü.

 

“Beni seviyormuş gibi davran.”

 

Bu ne bir itiraftı ne de bir kışkırtma… Bu onun için bir tür kışkırtmaydı.

 

Krua Alors nasıl bir adamla karşı karşıya olduğunu bilemezdi, değil mi? Bu yüzden fısıldama cesaretini gösterebiliyordu. Elbette Diello Argenta’nın kendisinin de hedeflediği şey buydu.

 

 

[Aptal ve kararsız Dük.

Rol yapıp yapmadığı bilinmiyordu… Ve üç dük ailesi arasında sıkışıp kalan bu genç dük acı çekiyordu.]

 

Onu zaten değerlendirmiş olanlar yavaş yavaş ondan uzaklaşıyordu.

 

Onlar Argenta ailesinin bir parçası değildi. Her an sırtını dönebilecek olanlar, belki de efendilerinden fayda görmeyeceklerini düşünerek diğer iki dük ailesiyle iletişime geçmeye başladı. Yine de yakında bedelini ödeyeceklerdi.

 

“Beni takip edin dedim.”

 

Cesur yeni gelinini hatırlayınca ağzından yine bir kahkaha döküldü. Bir ara masaya vurmaya başlayan parmak uçları durdu.

 

“Ah…”

 

Diello, yumurta kabuklarının üzerinde yürüyen ve kendi isteğiyle kollarına gelen Krua Alors’u düşündü. O mor gözleri bile hatırlıyordu. Belki de öpücüğü onun yönlendireceğini ya da yumuşak dudaklarına biraz agresif bir şekilde vurulacağını düşünmemişti.

 

“Böyle mi?”

 

Derin bir nefes alıp tekrar sorarken onun dudaklarını ve gözlerini hatırladı. Mor gözleri şaşkınlık gösteriyordu ve onu gerçekten derinden öptüğünde ona liderlik edeceğini söyleyen Krua Alors gerçekten savunmasız bir şekilde çökekaldı.

 

Onun zayıf bacağını tutan ve destekleyen Diello Argenta’nın kendisiydi. Nefesi kesilene kadar peçenin altından dudaklarına göz diken de oydu.

 

‘….!’

 

Ardından, bir tavşanı andıran yuvarlak gözleri şaşkınlıkla ona baktı.

 

“Krua Alors…”

 

Masaya tekrar yavaşça vurdu. Diello Argenta hakkındaki değerlendirmesinde bazı değişiklikler yapmış olmalıydı.

 

Kararsız ve zayıf olandan kararlı ve cesur olana…

 

Ve Diello, bu ziyafetten sonra Krua Alors hakkındaki değerlendirmesini tamamen gözden geçirdi.

 

Tanıdığı Krua Alor böyle değildi. Kendini nasıl hissettiğine bağlı olarak, astlarını bir kenara atar ya da öldürürdü. Alors ailesinin geleneği hiç çekinmeden öldürmekti ve Krua Alors bu aile geleneğinden zevk bile alıyordu.

 

…

 

Ancak Diello Argenta’nın gördüğü gibi Krua Alors tamamen farklı biriydi.

 

“Rol yapan sadece ben değildim.”

 

Krua Alors da onunla aynı türden bir insan olmalıydı. Şimdiye kadar gösterdiği görünüm Alors Dükü için sadece sahte bir görünümdü. Sadece birkaç gün boyunca ona bakarak bunu anlamak çok kolaydı.

 

“Ben liderlik edeceğim, sadece beni takip et.”

 

Gerçekte olduğu şey buydu. Gerçek benliğinin bu olduğuna bahse girerdi.

 

“Yap, yapma.”

 

Argenta için çok iyi bir eşleşmeydi.

 

“Yap, yapma.”

 

Kelimeleri tekrar kısaca mırıldandı ve güldü.

 

Muhtemelen onun hangi tarafı seçtiğini bilmiyordu ama pişman olmak için artık çok geçti. Argenta’nın bölgesine çoktan adım atmıştı ve ziyafetin beyaz örtüsü altında bir anlaşma yapılmıştı. Bu geri dönüşü olmayan bir anlaşmaydı.

 

“….”

 

Diello alt dudağını düzeltti ve gülümsedi. Ağzının kenarları yukarı kalktı ve gözlerinde tuhaf duygular vardı.

 

Ady: ‘ Do it, don’t do it’ yani ‘Yap, yapma.’

 

* * *

 

Ziyafetlerden sonra Argenta malikanesinde heyecanlı bir atmosfer vardı. Vielle’den hizmetçilere, hatta diğer hizmetkârlara ve seyislere kadar Argenta malikânesinin her yerinde böyle bir heyecan olması alışılmadık bir durumdu.

 

“Sıradan bir ailenin efendisi evlense bile, hizmetkârların heyecanlanması için hiçbir neden olmazdı.”

 

Efendileri evlense bile hizmetkârların günlük yaşamları değişmeyecekti, değil mi?

 

Ayrıca Krua Alors hizmetkârların gözünde kötü bir kız değil miydi? Rahatsız olursa hizmetkârlarını öldürmekten çekinmezdi ancak Argenta’da etrafını saran insanlar garip bir şekilde mutlu görünüyordu, her ne kadar hizmetkârlar muhtemelen söylentiyi duymuş olsa da.

 

“Herkes nişandan dolayı mutlu görünüyor bu yüzden ben de kendimi iyi hissediyorum.”

 

Onun bu sözleri üzerine banyoyla ilgilenen Vielle hafifçe gülümsedi.

 

“Sanırım ziyafet nedeniyle beklentileri yüksek.”

 

“Çok tatlı yeni evliler gibi olduğumuz için mi?”

 

Sıçrama!

 

Krua elini suyun yüzeyine vurduktan sonra ona dönüp baktığında Vielle hafifçe başını salladı. Banyoda sadece iki kişi olduklarını teyit ettikten sonra ona fısıldadı.

 

“Gerçeği biliyorsun.”

 

Vielle fısıltıyla durakladı.

 

Krua onun bu konudan kendisinin bahsetmeyeceğini düşünmüş olabileceğini tahmin etti. Her şeyden önce Vielle, Krua’nın bu evliliğin bir sözleşme evliliği olduğunu bildiğini bilmeyeceğini düşünmüştü.

 

“Bu nişan hakkında ne düşünüyorsun?”

 

Durumu bilmeyen birine çok tatlı gelebilirdi. Yine de durumu bilenlerin bakış açısından nasıl göründüğünü bilmek gerekiyordu. Diello ile aldatmaları gereken sadece sosyetedeki soylular değil, aynı zamanda Alors Dükü’ydü.

 

Evet, Alors Dükü onu sahte Ferro olarak göndermişti.

 

“Diello Argenta’yı baştan çıkardığınızdan emin olun.”

 

“Argenta Dükü’nün işini elinden al.”

 

Ona böyle bir emir veren adamdı.

 

Onu kandırabilmeliydi… Diello ondan gerçekten hoşlanıyormuş gibi görünmeliydi.

 

“Çok iyiydi.” dedi Vielle ve bir süre durakladı. Parfüm şişesini yere bıraktıktan sonra gülümsedi.

 

“Benim için bile… Gerçeği bilsem bile kadırılabilirdim.”

 

Yüz ifadesine bakılırsa Vielle yalan söylüyor gibi görünmüyordu. Neyse ki performans başarılı olmuş görünüyordu.

 

Krua onunla yüz yüze gülümsediğinde…

 

“Acil durum…!”

 

Banyonun dışından ani bir ses ve ayak sesleri duyuldu.