Portrait of An Arrogant Master Bölüm 3

Bölüm 3

 

Çevirmen: Anyelaa

 

Macy, irkilen kalbini sakinleştirdikten uzun bir süre sonra birinci kata indi. Salonda daha önce hiç görmediği bir yabancı duruyordu.

 

“Gecenin bu saatinde ziyaret ettiğim için özür dilerim. Siz Bayan Macy Horton musunuz?”

 

“Evet? Evet, benim…”

 

Adam iyi oturmuş bir ceket ve parlak ayakkabılar giymişti, ilk bakışta lüks bir hava yayıyordu. Kendini tanıtırken silindir şapkasını kibarca çıkardı.

 

“Benim adım Kronen Hilston, Krygen Brokerage’dan. Bay Eren Wood sizi arıyor, Bayan Horton.”

 

Krygen Brokerage.

 

Obelite’nin imparatorluk çapında tanınan saygın Krygen ailesi tarafından işletilen önde gelen isim komisyonculuğuydu. Macy ismini birkaç aracı kurumda listelemişti ama burası en güvenilir olanlardan biriydi.

 

“İsim sahibini gerçekten buldunuz mu? Gerçekten Eren Wood mu?”

 

Yannick gecikmeli olarak salona girdi.

 

“Evet, öyle.”

 

“Belirtiler ne zaman ortaya çıktı? Tedaviyle işbirliği yapacak mı? Ne zamandan beri? Macy artık ellerini kullanabilir mi?”

 

Macy konuşamayacak kadar şaşkınken Yannick heyecan ve merakla dolup taşıyordu.

 

“Sözleşme tamamlanırsa bu mümkün olacak. Temel bilgilerle başlayayım.”

 

Kronen düzgün evrak çantasından bir dosya çıkardı. Kâğıtta yoğun bir şekilde isim simsarlığıyla ilgili terimler yazılıydı.

 

“Krygen Brokerage’da aracılık ücreti tek tip olarak bir milyon granddır. İsim muamelesine ilişkin tüm bilgiler gizlidir ve bunun ihlali sözleşmeyi otomatik olarak feshedecektir. Ayrıca…”

 

Kronen mekanik bir şekilde kâğıttan okudu. Bu inanılmaz bir şeydi. Macy bir gün birilerinin taşıyıcıyı bulabileceğini ummuştu ama bunun şu anda gerçekleşeceğini hiç düşünmemişti.

 

Artık normal insanlar gibi yürüyebilecek miydi? Resim yapabilmek için elleri tekrar düzgün çalışabilecek miydi?

 

“Hepsi bu kadarsa temel ayrıntıları anlattığıma inanıyorum.”

 

Macy hâlâ şoktayken Kronen aracılık ücretlerini ve temel bilgileri açıklamayı bitirmişti.

 

“Sözleşme Bay Eren Wood tarafından önerilen koşulları içerecek.”

 

“Koşullar?”

 

Sonra son sayfaya döndü.

 

Eren Wood ‘birinci taraf’, Macy Horton ise ‘ikinci taraf’ olarak tanımlanacaktır.

 

[Özel Koşullar]

1. ‘İkinci taraf’, ‘birinci taraf’ tarafından sağlanan yerde ve ulaşım aracını kullanarak isim tedavisine tabi tutulacaktır.

2. İsim tedavisi sırasında ‘ikinci taraf’ gözlerini kapatmayı kabul edecektir.

3. Yukarıdaki koşullar ihlal edilirse sözleşme feshedilecektir.

 

Macy’nin gözleri şüpheyle kısıldı. İsim sahibinin öne sürdüğü koşullar biraz tuhaf ve tek taraflı görünüyordu.

 

“Belki de bir şeyleri gözden kaçırıyorum… Ama bu şartlar karşı tarafı fazlasıyla kayırıyor gibi görünüyor, değil mi?”

 

Yannick de sözleşmeyi tuhaf bulmuşa benziyordu, yüz ifadesi tedirgindi. Ulaşım ve yer temini anlaşılabilir olsa da, gözlerin kapatılmasıyla ilgili ikinci şart kafa karıştırıcıydı.

 

“Ne tür bir insan bu kadar iyi saklanmakta ısrar eder… Herkesin tanıdığı bir soylu olabilir mi?”

 

Yannick’in şüphesi haklıydı.

 

İsim tedavilerinin gizemli doğası göz önüne alındığında, tıbbi nitelikte olsalar bile, soylular arasında hoş karşılanmazlardı. Her iki taraf da soyluysa inceleme daha azdı. Ancak işin içinde halktan biri varsa bu tür ‘bayağı’ eylemlerde bulundukları için genellikle aşağılanır ve hor görülürlerdi.

 

Bazılarının isim muamelesini para veya diğer kişisel kazançları elde etmek için bir bahane olarak kullanması yaygındı bu nedenle soylular bu tür muameleleri gizli tutmayı tercih ediyordu.

 

‘Ama gözleri kapatmak çok ileri gitmek değil mi?’

 

Üstelik bu kadar yüksek bir statüye sahip olsaydı birini bulmak için bir aracıya ihtiyaç duymazdı; onu doğrudan bulabilirdi. Diğer ülkelerde de araştırmalar yapılmıştı ama Eren Wood adını taşıyan bir soylu yoktu.

 

“Aracı hakkında herhangi bir kişisel bilgi veremem.”

 

Kronen açıkça belirtti.

 

“Bay Eren Wood, bu koşullardan biri bile yerine getirilmezse tedaviye devam etmeyeceğini açıkça belirtti.”

 

“Ne? O zaman o da acı çekecek, değil mi? Yakın zamanda mı ortaya çıktı?”

 

“…”

 

“Ah, doğru. Bana söyleyemeyeceğini söylemiştin…”

 

Ortam sertti, yani daha fazla tartışmaya izin verilmeyecekti. Bir süre düşündükten sonra Yannick kararlı bir tavırla konuştu.

 

“Pekâlâ. İmzalayalım. Macy, devam et ve imzala.”

 

Macy tereddüt etti çünkü koşullardan rahatsız olduğu belliydi.

 

Macy, gözlerden uzak odasındayken bile isim tedavisi kazalarıyla ilgili pek çok tedirgin edici söylenti duymuştu. En kötü durumlarda, birinin bir yabancı tarafından saldırıya uğraması mümkündü.

 

“Başka bir seçeneğin var mı? Yürüyen bir ceset gibi yaşamaya devam mı edeceksin?”

 

Sabrı tükenmekte olan Yannick ona ısrarla içinde bulunduğu vahim durumu hatırlattı.

 

“Tedavi başladığında sadece ellerin değil bacakların da hareket edebilecek. Sağlıklı bacaklar istemiyor musun?”

 

Onları istiyordu. Bir an için çocukluğunun geçtiği kırlarda yeniden koşmayı arzuladı.

 

Daha da önemlisi, bacakları iyileşirse kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan istediği yere gidebilir, istediği her şeyi yapabilirdi.

 

Durumu kötüleştikten sonra en çok pişmanlık duyduğu şey buydu.

 

‘Artık kendi adımla resim yapabilirim.’

 

Adını geri almak ve bu hapsedilmişlikten kurtulmak için çaresizdi.

 

“Evet, yapacağım.”

 

“Bu doğru! İşte ruh bu! Akıllıca bir karar verdin, Macy!”

 

Macy konuşur konuşmaz Yannick bir tezahürat kopardı.

 

Yeniden bir gelir kaynağına kavuşma ihtimali onu mutlu etmiş, Macy’nin bakışlarında eskisinden farklı bir soğukluk olduğunu fark edememişti.